Konu Hindistan olunca, her an büyülü bir şeyle karşılaşmak mümkün, Şu ana kadar beni benden alan birşey olmasada, büyülü olduğuna inanmama yetecek deneyimler de yaşadım. Bu yazı da büyülü hikayeler anlatacağım yok. Bazı şeyleri kendime saklamamın sakıncası yoktur sanırım.
Hindistan’ın büyüsüne sanırım burada nefes alan herkes inanıyor. Çünkü kiminle konuşsam, cümle içinde “MAGIC INDIA” geçiyor. Ama size burada tanıştığım magic India sohpetini en çok yaptığım arkadaşımdan bahsedeceğim. Stefhan Avusturya’lı, benim gibi Hindistan’ın büyüsüne tanık olmaya gelmiş. Stefhan’la yaklaşık bir hafta vakit geçirdik.
Stefhan’ın beni en etkileyen yanı “HAYIR” sözcüğünü pek bilmiyor oluşu. Benim için ise “HAYIR”,”EVET” demek kadar kolay.
Bu durumu düşünüyorum. Hayır ve Evet i kullanmak hayat deneyimindeki yeri nedir. Dönem dönem hayır demek sürekli şekil değiştirdi. Hayır demek kimi zaman beni üzdü, kimi zaman mutlu etti. Son yıllarda daha çok Evet diyebildiğimi görmek beni mutlu ediyor. Ama hayırı da bırakabilmiş değilim. Stefhan’ın süreci nedir bilmiyorum. Bildiğim, gülümseyerek evet deyişi insanın içini ısıtıyor.
Meditasyon nediri anlamaya çalıştığım ilk zamanlarda EVET meditasyonu deneyimlerim de oldu. Bilmeyenler için kısaca Evet meditasyonundan biraz bahsetmek isterim. Rahat bir bağdaş kurarak oturup, gözlerinizi kapayıp, o anda zihninize, bedeninize gelen her türlü düşünceye ve hisse evet demek. Olduğu gibi ne geliyorsa kabul edip evet demeyi deneyimlemek.
İşe yarıyormu diyecekseniz. EVET derim.
Annem hayır sözcüğünün bize hiç bir şey kazandırmayacağını yıllarca söyledi. Her zaman evet deyin ve gülümseyin diyen annemi şimdiler de anlamaya başladım. Deniyorum, belki Stefhan gibi olmasam da deniyorum. Evet – hayır üzerine yazacak çok sözüm olsa da, sanırım bu özet şuan için yeterli.
Stefhan’ın deneyimleme arzusu ve kimi zaman da çocuksu heyecanı üzerine bir anı.
Birlikte pazara gittik. Yol da bir fil görüp yanına gittik. Filin sahibi Stefhanı fil üzerinde gezintiye ikna etti. Zaten hayır diyeside yoktu. Biz filin yanına yanaşmaya çekinirken, Stefhan 3-5 dakikalık bir geziye çıktı. Gezi sonrası file yemek ısmarladı, gezide rehberlik edenede fil aracılığıyla bahşiş. Tabii bizde seyirci olarak Stefhan’ın ayak üstü soyulduğuna tanık olduk. Sonunda hepimiz özellikle Stefhan, çok eğlendik.
Ama Stefhan sıkı pazarlık yapıyor. Denizle sürekli söylediğimiz söz şu ” nasıl olsa kazıklanacağız bari az kazıklanalım” Stefhan da az kazıklananlardan.
Fillerle yıkanılabilecek bir yer “Elephant Shower Park” ona gitmeyi istiyorduk ama gidemedik. Stefhan ülkesine döndü. Elbet vardır bir nedeni MAGIC INDIA.
Stefhan seni tanımak çok güzel teşekkürler.