GOA’DAN HAMPİ’YE 21/03/2012 KARNATAKA – HAMPİ


Bir ayın sonunda Goa dan ayrılma vakti geldi. Son günler biraz sıkıcı geçmeye başlamıştı. Havalarında iyiden iyiye ısınmaya başlamasıyla sinirlerde gerilmeye başladı.

Son Ashtanga dersini aldığım günün ertesi günü sabah Rolf ve Marci’yle vedalaşmak için şalaya gittik. Hiç bu kadar duygusallaşacağımı düşünmezdim. Rolf ve Marci’yle sarılıp vedalaştığım anda içimde birşeyler kıpırdadı. Güzel bir andı. Rolf ve Marci çok sıcak, çok sevgi dolular. Sanırım bir eğitmende aradığım en büyük özellik bunlar. Samimiyet ve sevgi. Yıllardır farklı anlanlarda eğitmenlik yapıyorum, umarım öğrencilerime aynı sıcaklığı verebilmişimdir. Çok teşekkürler Rolf ve Marci bana çok kıymetli birer hediye verdiniz. Sözünüzü dinleyeceğim. Önümüzdeki yıl tekrar bir araya gelmek için sabırsızlanıyorum.

2012-03-21-539

Sonra Artjuna’daki diğer arkadaşlarımızla kucaklaşıp, hazırlanmak için bir ay boyunca evim dediğim yere döndüm. Eşyalarımı toplayıp, vakit geldiğinde Marys hotelin sahipleriyle ve çalışanlarıyla vedalaşıp, yola çıktık.

Yolculuk Karnataka-Hampi’ye daha güneye ve daha sıcağa, şuan Hampi’de yazıyorum bu yazıları ve heran buharlaşabilirim. O kadar sıcak Antalya’nın en sıcak halini düşünebilirsiniz. Ben bilmesem de dereceler söylüyor. Sanırım 40 derecenin bayağı üzerinde.
Hampi’ye gitmek için yataklı bir otobüsten bilet aldık. Muhteşem birşey bildiğiniz yatak, uykuya dalıp sabah muavinin geldik demesiyle uyandık. Şuana kadar geçirdiğim en iyi yolculuktu. Sabah beş buçuk civarında Hampi’deydik, uyku sersemi halimiz şimdi çok komik geliyor ama o an kimse bulaşmak istemezdi. Ama bulaşan çok oldu. Otobüsten dışarıya adımımızı atmadan etrafımızı saran rikşa şöförleri, nereye gideceksiniz, ben götüreyim sizi vs. Bizde bekleyin demekten başka birşey söyleyemedik. Biraz oturup, kendimize gelmeyi beklerken başımızda bekliyorlar ve bir sürü reklam yapıyorlardı. Biz nereye gideceğimizi bilmiyorduk ki onlara bizi götürün diyelim. Çok ilginçtir, yola çıktığımızdan beri hiç plan yapmadık. Yapsakta zaten tutmuyor. Biri bir şey söylüyor, şuraya gidin çok güzel, bizde tamam deyip gidiyoruz. Ben sürekli şunu söyler oldum. “bindik bir elamete gideriz kıyamete” Çok şanslıyız ki cennet kapıları bize hep açık.
Şöförlerin uzun bekleyişini sonlandırma zamanı, üç şöför kaldı. Ben kura çekelim dedim, Deniz yarışmaya çevirdi durumu.

2012-03-22-568
Birini seçmeliydik, yarışma yapılacak biri sinirlendi ama önce ben gelmiştim diye. Yarabim olay çok ilginç ve can sıkıcı, ama o kadar şekerlerki sinirlenme şansım yok. Neyse yarışma sonucunu ilk ben gelmiştim diyen kazandı. Ben açıkçası sevindim kazananın o olmasına ama saatlerce süren bu tantana sadece on rupi için, Türk lirası karşılığı otuzbeş kuruş civarı. Gittiğimiz yol da zaten yürüme mesafesiymiş, yaklaşık beş dakika, çok can sıkıcı ama onlar için çok önemli bir rakam daha önce de söyledim halen para durumunu çözemedim.
Budurum çok sevimsizdi ama bir şekilde sonuçlandı.

Rikşadan indik, karşımızda muhteşem bir yer. Sabah güneş yüzünü göstermiş, nehir ve nehire doğru akın akın ilerleyen insanlar. Sabahın erken saatinde nehirde yıkanmak ve çamaşırlarını yıkama için geliyorlar.
Çok hoş bir anektot ; Hintlilerin sabah ilk yaptıkları diş fırçalırını alıp, sokakta dişlerini fırçalamak. Bir sürü insan sokaklarda dişlerini fırçalıyor hemde iki dakika değil dakikalarca diş fırçalıyorlar. Hepsinin dişleride çok güzel.

2012-03-22-577

Nehrin karşısına tekneyle geçip, kendimize heralde buradaki en güzel yerde oda tuttuk. Yerleşip bir kaç saat uyuduktan sonra akşam üzeri Hanuman Tapınağına gittik. Metrelerce yükseklikte ki merdiveni çıktıktan sonra tapınaktayız. Muhteşem bir yer, doga muhteşem heralde dünyanın en güzel yerindeyiz diyoruz. Maymunlar her yerde, Gün batımını izledikten sonra bir dini törene tanıklık edip,
tekrar merdivenler den aşağıya inmeye başladık. Hiç bu kadar ayaklarımın titrediğini bilmiyorum. Deniz’de aynı durumdaydı. Biz bir kere inip çıktık bu hale geldik, burada yaşayanlar gün boyu inip çıkıyorlar hiç birşey olmuyor.

2012-03-22-626

İnerken Bembeyaz giyinmiş, bembeyaz sakallı iki kişi bana selam verdi. Denizin ellerini sıkıca tuttu biri. Hemen sonra öğrendik, bize selam veren kişi guruymuş adı Guru Baba, çok güzel bir deneyimdi. Dini bir lider belki aydınlanmış insan bize dokundu. Çok sevgi doluydu teşekkür ederim.

 

 

 

 

 

 

 

 

Did you like this? Share it: