Ve en nihayet Bangkok’tayız. Yorucu bir gündü, Delhi’deki koşuşturmacanın ardından, Air india’nın misafir perver, hostes ve pilotlarıyla çok güzel bir yolculuk yaptık. Dört buçuk saat süren yolculukta, bolcada korktuk. Hava sahası çok hızlı değişen, hava koşullarına sahip. Sürekli türübulans hali biraz endişe yaratsada çok rahat bir uçuştu. Kendimi Kokpit proğramında konuk gibi hissettim.
Hava alanına girer girmez biz nerdeyiz. Beş altı saatte Değişen herşey, kültür şokuna neden oldu. Gideceğimiz yeri her zaman ki gibi bilmiyorduk. Şimdi ne yapacağız ? Neyseki artık tecrübeliyiz ve akşam üzeriydi. Gece olsa yine bir afallama yaşardık heralde. Sağımıza solumuza baktık. Her yerde lüks otellerin stantları vardı. Eyvah hostel bulamayacağız, burası oldukça zengin duruyor. Birileri gelip limuzin istermisiniz diye soruyor. Bizde hı hı çek bakalım 7 yıldızlı bir otele, diyecek haldeyiz zaten. Neyseki uzun aramalar sonucu, turist ofisini bulduk ve gideceğimiz yeri öğrendik, metroya binerek biryere gittik. Ve oradanda bolca hostelin bulunduğu Khao San’a gittik. Yolda tanıştığımız bir turistle birlikte, Bir hostel bulup hemen yerleştik.
Çok gürültülü, insanların şuurunu yitirircesine cinsellik, alkol, yasadışı diye tanımlanabilecek bir sürü şeyin göbeğine düştük. Bulduğumuz hostel sokağın en hareketli yerine denk geliyordu. Yorgunluktan perişan olmuştuk ve uyumak için hiç şansımız yok görünüyordu. Çünkü cadde deki tüm mekanların, bütün sesleri odanın içindeydi. yerleştikten sonra nelar var bir bakalım deyip dışarı çıktık. Sokakta ne ararsanız var. En ilginçlerinden biri özenle kızartılmış sayısız böcek çeşidi. İnsanlar alıp çıtır çıtır yiyorlar. Bir ara denemeye yeltendim ama kısa sürdü bu hevesim.Yanlış hatırlamıyorsam bir gece kaldık khao san’da, sonraki gün Koh Phangan için bilet alıp yola çıkmaya karar verdik. Burada kalmak çok anlamsız görünüyordu.
Ahlak üzerine sorgulamalarımı derince başlatan bir yer, Hindistandan sonra resmen şoka girdim. Bu konu üzerine ayrıca yazmak gerek diyorum.
Koh Phangana gidebilmek için otobüs bileti aldık, Hareket saatine kadar yakınlarda bulunan onlarca, tapınağı ziyaret etmek için bir tuktuk kiraladık. Tüm gezi için bizden 10 baht alacağını söyledi. Bu çok komik paraydı. Ama hadi bakalım göreceğiz nedenini deyip atıldık bir maceraya, Şöför bizi bir kaç tapınak gezdirdi ve klasiktir birsürüde magazaya soktu. Lütfen benim için gezin, her getirdiğim müşteriden para kazanıyorum dedi. Bizim için sorun yoktu. Hatta eğlenceliydide. Ama şöför kendisi için gidilen enson magazanın ardından götürdüğü tapınakta bizi brakıp kaçtık. Biz nerde olduğumuzu bilmiyorduk. Para ödemediğimiz için dolandırılmağımızı düşünüp kendimizi avuttuk. Ama gerçek, iyi kandırıldık. Her turistin başına gelecek bir durum. Dikkat edin diyorum. Daha sonraki günlerde Bangkok Türk büyükelçiliğini ziyaret ettik. Nedenini sonra yazacağım, Oradaki bir elçilik görevlisi de ilk geldiğinde aynı durumu yaşadığını söyledi. Burda kesinlikle yaptığınız işi bitirmeden kimseye tek kuruş para ödemeyin. Hemen herkes dolandırıcı. Hindistana hiç benzemiyor. İlk günlerden buraya ait olmadığımı anladım. Benim düşüncelerime ve enerjime çok zır bir yer.
Bakalım Tayland bize neler getirecek.